Polis teşkilatımız kurulduğu günden bu yana devletin bölünmez bütünlüğü, vatanın bekası, milletin huzur ve güvenliği için gece – gündüz, soğuk - sıcak demeden çalışan. “Canıyla, kanıyla devleti, vatanı, milleti ve bayrağı için gerektiğinde ölüme bile gözünü kırmadan koşan polislerimize sahip çıkmak vicdan ve sorumluluk sahibi her bireyin görevi olmalıdır diyoruz.
Kıymetli Basın Mensupları
Geçen yıl 80 civarı Polisimizin intihar ettiği, bu yıl haziran ayı itibariyle 50 Polisimizin intihar ettiği, 50 intiharın 23 ü son bir ay içerisinde olduğu bilinmektedir. Bu çok vahim ve ciddi olarak ele alınması gereken bir konudur. Bu nedenle Emniyet Genel Müdürlüğünün harekete geçmesi, oluşturulacak profesyonel bir kurul ile intiharlara neden olan sebeplerin araştırılması ve tespit edilen aksaklıkların ivedilikle giderilmesi önemlidir.
İntiharlardan sonra yapılan açıklamalarda temel neden olarak genellikle ailesel ve çevresel olmak üzere dış etkenlere bağlanmaktadır. Gerçekte olan ise personel üzerinde sürekli olarak sistematik bir şekilde mobbing ve baskıların olduğu bu baskıların iş ile alakalı olmadığı bir çoğunun keyfi davranışlar, ben yaptım oldu mantığındaki dayatmadır. Özellikle son yıllarda artan amir ihtiyacını karşılamak üzere alınan ve kısa bir eğitimden sonra mesleğin hiyerarşisini, işleyişini meslek etiğini kısaca Polislik gibi kutsal bir mesleğin ne ifade ettiği öğretilmeden ataması yapılan amirler polislik mesleğini çekilmez bir hale getirdiler.
Kıymetli Basın Mensupları,
Polislerimizin üzerlerindeki baskı ve mobbing daha Polis Okullarında "Mesleğiniz pamuk ipliğine bağlı, Amirinizin iki dudağı arasındadır" denilerek ve bu söylemin göreve başlanıldığında da sürekli devam ettirilmesi ile polislerimizin öz güvenli bir şekilde görev yapmasını engellemektedir.
Kıymetli Basın Mensupları
Polislerimiz mesleğe başlamadan önce her türlü bedensel ve ruhsal psikolojik testlerle sağlıklı olduklarını belgeleyerek mesleğe başlıyorlar. Göreve başladıktan sonra hangi şart ve durumlarla karşılaşıp en temel hak olan Yaşam haklarından vazgeçip intihar ederek yaşamlarına son veriyorlar. İntiharların artık birer sayı ve istatistik olarak görülmesinden vazgeçilerek Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulacak bağımsız bir kurul ile araştırılması yaşam hakkının korunması için önem arz etmektedir.
Kıymetli Basın Mensupları
Başta düzensiz çalışma şartları, karşılıksız yapılan fazla mesai, mobbing ve baskılar, ben yaptım oldu mantığı dayatılması, 12-24 gibi insan fizyolojisine aykırı çalışma sistemi, 12-12 gibi aile ve sosyal hayatı tamamen bitiren çağ dışı çalışma sistemi, yeterli istirahat ve dinlenme hakkının verilmemesi, çalışılan fazla mesai süresinin belirsizliği ve fazla mesai ücretinin ödenmemesi, sıralı amirlerin birçoğunun personel sorunlarına duyarsız kalması, mesleğin sadece amir mesleği haline getirilmesi, meslek üzerinde bir türlü bitmeyen siyasal baskı, iletişimin tek yönlü yukarıdan aşağıya uygulanması Polislerimiz üzerinde baskıyı arttırmıştır.
Kıymetli Basın Mensupları
Salgında sağlık personeli ile aynı özveride görev yapan Emniyet mensuplarımız her türlü suçluyla, virüs olup olmadığını bilmeden yakın temasla çalışmak zorunda kaldı. Gözle görülür bir şekilde Polislerimiz Covid virüsüne karşı da savunmasız ve baş başa bırakıldılar.
Tüm kurumların en üst amirleri, personelini esnek çalışma saatleri doğrultusunda çalıştırırken Polislerimizin mesaileri esnetilerek ek görevleri artarak çalışmışlardır. Polislerimiz için bırakalım korumacılığı aksine çalışma saatleri ve görev alanları çoğaltılarak çalıştırılmışlardır.
Kıymetli Basın Mensupları
Emniyet Mensuplarının çalışma saatleri her ne kadar 8/24 sistemi ile çalışacağı basında yer almış olmasına rağmen bırakılan keyfiyet sonucu, uygulamaya geçmediği gibi mevcut çalışma sistemine salgın denetleme tedbirleri, vefa grubu görevlendirmeleri, il ve ilçe girişleri, hafta sonu görevleri, park bahçe görevlendirmeleri, geceye gelecek veya geceden çıkan personele ek görevler yazılmıştır. 657 Sayılı Devlet Memuru Kanununda yazılı haftada 40 saatten en az 20-30 saat fazla çalışmasına rağmen bu çalışmasının değerlendirilmeyip, sosyal ve ekonomik olarak karşılığı da verilmemektedir.
Kıymetli Basın Mensupları
Yine Mesleklerinin sonuna yaklaşmış, emekliliği gelmiş ve geçen personelin zorunlu ikinci şarka gönderilmesi, bu durumda olan Polislerimizin aile ve sosyal hayatını olumsuz etkilemekte, eş ve çocuklara da yansımaktadır. Geçmiş yıllara göre azaltılan şark ili sayısına rağmen ısrarla evlerin dağılmasına yuvaların yıkılmasına sebebiyet veren bu durumun tekrar gözden geçirilerek Polislerimizin lehine bir düzenleme yapılmalıdır.
Polislerimizin mesleklerinin son zamanlarında emekliliklerine kısa bir süre kala yaşamlarını, sosyal hayatlarını ve çocuklarının eğitim durumlarını alt üst edecek bu uygulamaya lütfen son verin.
VATAN VE HÜRRİYET PARTİSİ
Genel Başkan
Yalçın Doğan
0 Yorum