loader
Emeklinin Hali Perişan

Emeklinin Hali Perişan

Degerli Özhaber Okuyucuları; 
Bugün yine sizlerle buluşmaktan son derece mutluyum. Gönül ister ki her zaman güzel yazılarla güzel haberlerle sizlerle olalım, bu bizleri çok mutlu eder. Ama ne yazık ki günümüzde ekonomide zorlanan emeklilerin durumunu araştırarak sizlerde emelinin geçim sıkıntısı içinde oldugunu gözlemdedik. 
Gercekten emeklilerle konuşmalarımıza ne kadar zor durumda olduklarını anlattlar bize. "Emeklı maaşlarının çok yetersiz oldugunu bu şartlarda geçinmemizin mümkün olmadıgını anlatmaya çalışıyoruz, ancak sesimizi duyan olmuyor. Biz emekliler yıllarca devletimize ülkemize milletimize görevimizi yerine getirdik ancak sıra devletimizde bizleri unutuyor. Bu şartlarda bir emekli maaşiyla geçinmek mümkün degil. Lütfen yetkililerden ve sayın vekillerimizden ricamız şu ki; pazarda çarşıda markette fiyatlar yerinde durmuyor, buna bir çare bulunması gerekir. Emeklı ne yapsın? Buyurun bu maaşla sizler geçinin diyerek emeklilerin gercek durumlarını ortaya koymak istiyoruz" dediler. 
Bizler de emeklinin sorunlarını bu sayfamızdan devlet büyüklerimize haber sitemiz aracılıgıyla duyurmak istiyoruz. Umarım bu yazımız vesilesiyle emeklilerin sesini duyurmüş oluruz. 
Tüm okurlarımıza saygı ve selamlar hoşca kalın.
Talat Ayhan


Etiketler: emeklinin hali perişan talat ayhan yazıları

Şimdi Paylaş

1 Yorum

  • antalyahaberler
    Ömer Erdal
    4 yıl önce
    O vakitler savaşta filler kullanılmakta. Aksak Timur tabir edilen Moğol insan, Anadolu'ya gelirken filleri de getirmiş. Hikâye bu ya Hakan, Akşehir yakınlarında otağını kurduğunda, bir erkek fili de Akşehirlilere emanet etmiş, "bunu" demiş, "yedireceksiniz, içireceksiniz. Hayvanımın başına bir şey gelirse sizi toptan bitiririm ona göre!" Fil tabii bu, doymak bilmez. Mütevazı insanlar ellerindekini avuçlarındakini yediriyor ama nafile. Ne varsa götürüyor, bağ bahçe tanımıyor, önüne gelen yeri çiğneyip talan ediyormuş. Akşehirliler fili beslemek için ambarda, kilerde ne varsa tüketmişler, aç açıkta kalmışlar. Bakmışlar böyle olmayacak, gitmişler Nasreddin Hoca'ya yalvarmışlar yakarmışlar. "Hocam" demişler, "biz perişan olduk. Hünkâr seni dinler, bir konuş Allah'ını seversen, şu fil belasını başımızdan alsın." Hoca şöyle bir bakmış Akşehirlilere Hallerine acımış. - Ey ahali o zaman toparlanın, hep birlikte gidelim, derdimizi birlikte anlatalım. "Aman hocam ne arif bir insansın" demişler. Hoca önde, Akşehirliler arkada, huzura çıkmak için tıstıpırdak yola düşmüşler. Otağın kapısına gelindiğinde Hoca içeri girmiş. Hakan böyle şatafatlı bir tahtta oturuyormuş. Hoca "elçiye zeval olmaz efendim" diye başlamış. Tarihe deha olarak geçen Timur da hocayı, zekasını severmiş. Buyur etmiş. Nasreddin de "bütün Akşehirliler hep birlikte düşünmüşler taşınmışlar beni sözcü seçmişler" diye başlamış. Timur, "hangi Akşehirliler?" diye kesmiş. Bizimki, "kapıdalar efendim" demiş. -Getir bakayım, onları da göreyim. Hoca gidip kapıya bakmış ki in cin top oynuyor! Millet son dakikada 'Aman abicim ne olur ne olmaz' şeklinde vın turizm arazi olmuş, Hoca düşünmüş, tekrar içeri girip huzura çıkmış. Timur, bıyık altından sormuş: - N'aber Hoca, nedir durumlar? Etrafındaki danışmanlarında da bir kıkırdama olmuş tabii... "Hünkârım" demiş Nasreddin, "şunu diyecektim aslında. Akşehirli sizin fili bir sevdi bir sevdi. Ne sempatik hayvan. Şirin mi şirin, tatlı mı tatlı. Adeta âşık oldular kendisine. Neşe geldi vallahi köye. Millet fil diyor, başka bir şey demiyor. Şiirler düzüyor, türküler yakıyor. Ancak herkes hayvancağızın yalnızlığına üzülüp duruyor. Eşi yok, ailesi yok. Öyle mahzun, tek başına, yazık. Ferman buyursanız da yanına bir de dişi fil getirseler. Biz de filimizin mürüvvetini görsek. Musmutlu yaşasak. Gökten üç elma filan düşse. Hayat masal olsa, isteriz yani... " Timur, bir kahkaha atmış. - Çok yaşa sen be ya. Ben bunu nasıl düşünemedim. Var git ver müjdeyi. Gönderiyorum diğer fili. Hoca, otağın kapısından çıkıp ilerleyince, çalının çırpının ardındaki tam siper kurnaz Akşehirliler etrafını sarmışlar: - Ne oldu Hoca? Hallettin mi ferasetinle olayı? Ne zaman gidiyor fil? Hoca dervişan bir bilge gibi göz gezdirmiş. "Ne gitmesi anacım, ikincisi geliyor! Hayırlı uğurlu olsun siz uyanık sıpalara. Beni de rahatsız etmeyin bundan böyle. Tarla tapan, çor çocuk beni bekler. Ben kendi işime bakayım, siz de kendi işinize, hadi canım eyvallah" diyerekten asasını yola vurmuş, ufukta kaybolmuş. İşte o vakitler de bile böyleyken böyle olmuş...

Yorum Yap

CAPTCHA Image 

Benzer Haberler

Savunma Sporlarının Ustası Murat Çırak!

Antalya'mızın usta ismi Murat Çırak, savunma sporlarında uzun yıllardır gençleri yetiştiriyor. Aynı zamanda da özel güvenlik işleri de yapan Murat Hoca'ya bir çok ünlü isimlerden ve iş adamlarından koruma olması için teklifler geliyor. Ancak Murat hocamız zamanını gençlere ayır...

Midemiz Artık Dışarıya Çıkarıyor!

Türkiye'nin 4. kuvvet diye bilinen bir meslek, onurlu kişilik gerektiren hak hukuku içinde barındıran, halkın adına müfettişlik görevini yapan meslek, ilkeleri adına herkes tarafından ben de keşke "gazeteci"olsam dedirten mesleğin haline değineceğim.

Türkiye'de her şey 30 yıldır değiş...

NASIL BİR BAHARDIR BÖYLE?

NASIL BİR BAHARDIR BÖYLE?


4 yıl önce Öz Haber

Bizler baharın gelişini toprağın uyanması, tabiatın canlanması her yerden
bereketin fışkırdığını biliyoruz.Kış mevsiminin rehavetini ve kasvetli havadan
kurtulmanın işareti olan Mart ayı gelmesi ile anlarız.Toprak yemyeşil,
papatyaların beyazlığı,sarı menekşeler ile boyanır baharın gelişini müjdeler<...