Kiminle konuşsam;çevremizi temiz tutalım diyor,yetkilisi,görevlisi yetkisizi parklarda yalnız yaşayanlarda aynı sözü söylüyor.
Aklıma, seni rüyalarda görmek aşk'ların en güzeli şarkısı geliyor. İsterseniz evlerde hanımların temizliğinden başlayalım, evi temizler halıları kilimleri ne yapar;balkondan aşağı ya silkeler,hem alt katta oturanı rahatsız eder, hemde halının üzerindeki tozları kalıntıları sokağa fora eder, sözde evin iç temizlendi, çıkacağı sokağı kirletti.
Beyler ellerinde sigara izmaritini yerlere atarlar,parklarda, insanlar oturur ellerinde yiyecekler oturdukları yeri çöplük haline getirirler, bırakır giderler.
Araba kullananlar trafik lambalarında durduklarında, aracın küllüğünü el çabukyuğuyla hemen yere boşaltırlar :piknik alanlarına gidenlerin büyük çoğunluğu, yedikleri içtiklerinin atıklarını bulunduğu yere,veya bir ağaç dibine bırakır giderler.İşin tuhaf tarafı, onların yerine gelenler eleştirirler ne pis insanlar var diye!giderken aynı yolu onlarda takip ederler.
Deniz kenarlarına bakalım,ellerinde bira şişeleri, içerler sohbet ederler boş şişelerini denize atarlar.
Bugün yanlış hatırlamıyorsam 167 çeşit balık ♓ türünden 26 türe geriledi, sanayi tesislerine yatırım yapıyorlar mevzuat gereği arıtma tesisleri zorunlu, yapanlar var,fakat maliyet yüksek diye çalıştırmıyorlar
,orta ölçekli işletmelerde, ya siyasi irade gücü torpil dediğimiz konuyu işletiyorlar, görevlilerde yasada olmasına rağmen, koltuk elden gitmesin diye yasayı uygulamadan izin veriyorlar,atık sularını bazıları alenen derelere akıtıyor,bazıları 70,80 metre derinliğinde sontaj yaptırıp onun içine akıtarak derelerden denizlere pis ve atık sularını bırakıyorlar.
Tabi böyle olunca canlı balık ♓ türleri zamanla yok oluyor,yine bir ata sözü ile devam edelim;"lafla peynir gemisi yürümez".
Biz millet olarak konuşmayla herşeyi çözüyoruz, yapıyoruz, aynaya bakmadan hep karşı tarafı eleştiriyoruz, kendimizi sanki kusursuz gibi göstermeye çalışıyoruz, "hepimiz suçluyuz" tabi bunları gören çocuklarımız da bizlere benziyor, aksini beklemek akla abes olur.
Çevre diyoruz neler yapıyoruz kendimize soruyormuyuz? Yine ata sözü "iğneyi kendine çuvaldızı başkasına" sözü yerinde söylenmiş söz, lütfen okuduklarımızı uygulayalım, menfaatlerimiz için doğayı yok etmeyelim, uyaralım öğrenelim, öğretelim, temiz bir çevre içinde yaşayalım.
Denetim yapan görevlilere gelince, onlarda misafirperverlik içimizde olduğundan, çay kahve sohbet belgeye bakıp gidiyorlar, ciddi denetim ne zaman yapılıyor?
Şikayet veya çevrede alenen belli olup canlılar öldüğünde!
Yine nenemin rahmetlinin sözü aklıma geliyor,oğlum sel köprüyü aldıktan sonra bir işe yaramaz,tedbirini önceden alacaksın derdi. Bazen kendime soruyorum,bizler neden böyleyiz,götüremiyeceğin para için,ormanları, nehirleri denizleri, dolayısıyla canlılarıyla beraber yok ediyoruz.
Örnek vermek gerekirse, kazdağları, Karadeniz ordunun dağları, Artvin ormanları "ÇED"raporu istemez belgesini veren yöneticiler, gelin çok geç olmadan çevremizi dağlarımızı, ormanlarımızı, meralarımızı, yaylalarımızı kısaca insanlığa zarar veren hertürlü, çevre katliamından vaz geçelim son pişmanlık fayda vermez diyorum.
Gerçekleri bilelim. Ahmet Cirim
0 Yorum