loader
Emekliler

Emekliler

O vakitler savaşta filler kullanılmakta. Aksak Timur tabir edilen Moğol insan, Anadolu'ya gelirken filleri de getirmiş. Hikâye bu ya Hakan, Akşehir yakınlarında otağını kurduğunda, bir erkek fili de Akşehirlilere emanet etmiş, "bunu" demiş, "yedireceksiniz, içireceksiniz.
Hayvanımın başına bir şey gelirse sizi toptan bitiririm ona göre!" 
Fil tabii bu, doymak bilmez. Mütevazı insanlar ellerindekini avuçlarındakini yediriyor ama nafile. Ne varsa götürüyor, bağ bahçe tanımıyor, önüne gelen yeri çiğneyip talan ediyormuş.
Akşehirliler fili beslemek için ambarda, kilerde ne varsa tüketmişler, aç açıkta kalmışlar. Bakmışlar böyle olmayacak, gitmişler Nasreddin Hoca'ya yalvarmışlar yakarmışlar.
"Hocam" demişler, 
"biz perişan olduk. Hünkâr seni dinler, bir konuş Allah'ını seversen, şu fil belasını başımızdan alsın." 
Hoca şöyle bir bakmış Akşehirlilere hallerine acımış.
- Ey ahali o zaman toparlanın, hep birlikte gidelim, derdimizi birlikte anlatalım.
"Aman hocam ne arif bir insansın" demişler.
Hoca önde, Akşehirliler arkada, huzura çıkmak için tıstıpırdak yola düşmüşler.
Otağın kapısına gelindiğinde Hoca içeri girmiş. Hakan böyle şatafatlı bir tahtta oturuyormuş. 
Hoca "elçiye zeval olmaz efendim" diye başlamış.
Tarihe deha olarak geçen Timur da hocayı, zekasını severmiş. 
Buyur etmiş.
Nasreddin de "bütün Akşehirliler hep birlikte düşünmüşler taşınmışlar beni sözcü seçmişler" diye başlamış. 
Timur, "hangi Akşehirliler?" diye kesmiş. 
Bizimki, "kapıdalar efendim" demiş.
-Getir bakayım, onları da göreyim.
Hoca gidip kapıya bakmış ki in cin top oynuyor! 
Millet son dakikada 'Aman abicim ne olur ne olmaz' şeklinde vın turizm arazi olmuş, 
Hoca düşünmüş, tekrar içeri girip huzura çıkmış.
Timur, bıyık altından sormuş:
- N'aber Hoca, nedir durumlar?
Etrafındaki danışmanlarında da bir kıkırdama olmuş tabii...
"Hünkârım" demiş Nasreddin, 
"şunu diyecektim aslında. Akşehirli sizin fili bir sevdi bir sevdi. Ne sempatik hayvan. Şirin mi şirin, tatlı mı tatlı. Adeta âşık oldular kendisine. Neşe geldi vallahi köye. Millet fil diyor, başka bir şey demiyor. Şiirler düzüyor, türküler yakıyor. Ancak herkes hayvancağızın yalnızlığına üzülüp duruyor. 
Eşi yok, ailesi yok. Öyle mahzun, tek başına, yazık. Ferman buyursanız da yanına bir de dişi fil getirseler. Biz de filimizin mürüvvetini görsek. Musmutlu yaşasak.
Gökten üç elma filan düşse. Hayat masal olsa, isteriz yani...
" Timur, bir kahkaha atmış.
- Çok yaşa sen be ya. Ben bunu nasıl düşünemedim. Var git ver müjdeyi.
Gönderiyorum diğer fili.
Hoca, otağın kapısından çıkıp ilerleyince, çalının çırpının ardındaki tam siper kurnaz Akşehirliler etrafını sarmışlar:
- Ne oldu Hoca? Hallettin mi ferasetinle olayı? Ne zaman gidiyor fil?
Hoca dervişan bir bilge gibi göz gezdirmiş. 
"Ne gitmesi anacım, ikincisi geliyor! Hayırlı uğurlu olsun siz uyanık sıpalara. Beni de rahatsız etmeyin bundan böyle. Tarla tapan, çor çocuk beni bekler. Ben kendi işime bakayım, siz de kendi işinize, hadi canım eyvallah" diyerekten asasını yola vurmuş, ufukta kaybolmuş.
İşte o vakitler de bile böyleyken böyle olmuş...

Talat Ayhan


Etiketler: emekliler talat ayhan yazıları

Şimdi Paylaş

0 Yorum

Yorum Yap

CAPTCHA Image 

Benzer Haberler

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Kutlu Olsun!

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü basın tarihi açısından önemli gündür.1961
yılından beri bayram havası içersinde gazeteciler onurlandırılmak adına
kutlanmaktadır. Kamuoyuna doğrularını dürüstlük içersinde savunan,
haksızlıklara karşı olayları ilkel...

BİZ NE ARA DEĞİŞTİK DE   BU KADAR  GURURLU OLDUK

Toplum olarak ne kadar değiştik böyle farkında mıyız bunu bile bilmiyoruz. Her bireyin  sevdiği bir huyu var. Benim kendimde sevdiğim en güzel huyum insanlar arasında ayrım yapmadan eşit seviyede iletişim kurmak.

UTANMA DUYGUSUNU  KAR SAYANLAR

UTANMA DUYGUSUNU KAR SAYANLAR


2 yıl önce Öz Haber

Bir çok insanlar vardır  bir şeyi elde etmek adına her yolu kendine mubah sayarlar.Biz insanlar çocukluktan  itibaren ölçülü davranmaya  sevk eden en büyük etken utanma duygusu...